Ülkemizde kadınlarda sık görülen rahim miyomları çoğu zaman sinsice ilerlerken bazen ağır ve uzamış adet kanamaları, şiddetli kramplar, bitmeyen yorgunluk veya anne olmadan önceki mani şeklinde kendini gösterebilir. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fırat Tülek Muayene sırasında sıklıkla tespit edilebilen miyomlar her yaşta ortaya çıkabilse de en sık 30’lu ve 40’lı yaşlarda görülür. Rahim kas dokusunda gelişen bu iyi huylu tümörler, 50 yaşından önce kadınların yüzde 80’ini etkiliyor.” diyor. Klinik araştırmalara göre; Yağlı besinler, kırmızı et, alkol ve hatta kahve ağırlıklı beslenmenin miyomlara neden olabileceğini belirten Doç. Dr. Fırat Tülek, bazı önlemler alınarak rahim miyomlarına yakalanma riskinin azaltılabileceğini söylüyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fırat Tülek, rahim miyomları hakkında bilinmesi gereken 5 değerli noktayı anlattı, değerli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Bu faktörler miyomlara neden olabilir!
Yapılan araştırmalar; Doç. Fırat Tülek, bazen yanlış yaşam alışkanlıklarının rahim miyomlarının gelişiminde rol oynadığını söylüyor. Doç. Fırat Tülek, “Klinik araştırmalara göre; Yağlı yiyecekler, kırmızı et, alkol ve hatta kahve açısından zengin diyetler miyom gelişimine yol açabilir. Bu nedenle meyve ve sebzeler açısından (özellikle turunçgiller, elma, lahana, brokoli ve domates) güçlü öğünler tüketilmelidir. Çalışmalar, egzersiz yoluyla artan endorfin düzeylerinin de miyomları önlemeye yardımcı olabileceğini ve normal D vitamini seviyelerine sahip olmanın 35-49 yaş arası kadınlarda miyom gelişme riskini yüzde 32 azalttığını gösteriyor.”
Hiçbir şikayetiniz olmasa da dikkat!
Miyom belirtileri; Doç. Dr. Fırat Tülek “Miyomların yerleşim yeri ile karşılaştırıldığında; Cinsel ilişki sırasında ağrı, kabızlık, karında dolgunluk hissi, sık ve/veya ağrılı idrara çıkma ve mesaneyi tam boşaltamama, düşük yapma gibi şikayetlere neden olabilirler. Ancak belirti vermeyen ve sinsice ilerleyebilen miyomlar olağan jinekolojik muayenede saptanabilir. Bu nedenle sistematik bir muayene yaptırmak, bazı şikayetleri normal olarak algılamak ve doktora başvurmayı ihmal etmemek gerekir. Doktorunuz sizde miyom olduğundan şüphelenirse olağan jinekolojik muayene sırasında yapılan ultrason muayenesinde miyomu tespit edebilir. Ayrıca nadir durumlarda teşhis için MR gibi bir görüntüleme sistemi de yapılabilir.” diyor.
Bebek sahibi olmanın tek dezavantajı bu olabilir!
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Fırat Tülek, miyomlu birçok kadının doğal yollardan hamile kalabileceğini ancak bazen bebek sahibi olmanın tek dezavantajının miyom olabildiğini belirterek, “İnfertil kadınların yüzde 10’unda miyom bulunur ve kısırlığın tek nedeni olabilir. Çünkü miyomlar rahim boşluğunu bozarak döllenmiş bir yumurtanın yani embriyonun rahmin iç zarına tutunmasını zorlaştırabilir. klinik çalışmalar; gebelik ve doğumda sorunlara neden olma riskinden dolayı büyük myomların (5 cm’den fazla) veya özellikle rahmin iç tabakasına yakın olanların cerrahi olarak çıkarılmasını önerir.
Ameliyat yeni miyomların büyümesini engellemez!
Miyomların çeşitli boyutlarda olduğunu, bazen greyfurt boyutuna ulaşabildiğini belirten Doç. Dr. Fırat Tülek “Miyomlarınız küçükse ve size rahatsızlık ya da başka bir sorun oluşturmuyorsa muhtemelen tedaviye ihtiyacınız yoktur. Miyomlar ayrıca yaşam boyunca büyümezler. “Menopozdan sonra hormon üretimindeki azalma nedeniyle küçülme eğilimindeler” diyor. Miyomların neden olduğu şikayetlere karşı hormonal tedavi ve bazı hormonal rahim içi cihazların kullanılabileceğini belirten Doç. Fırat Tülek, bazen miyomların alınması için ameliyat gerektiğini ancak ameliyatın yeni miyomların büyümesini engellemediğini söylüyor.
Kötü huylu tümörlere dikkat!
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Fırat Tülek, miyomların iyi huylu tümörler olduğunu ve düşük hızda büyümelerinin veya aynı kalmalarının beklendiğini belirterek şu uyarıda bulunuyor: “Hızlı büyüyen miyomların malignite riski nedeniyle takibi önemlidir. değiştirmek. İlk kez tespit edilen miyomlar 3-6 ayda bir yeniden değerlendirilir. Bu değerlendirmede bir önceki muayeneye göre belirgin bir artış yoksa ve hastamızın herhangi bir şikayeti yoksa yıllık rutin kontrole gitmesi önerilir.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
